Leke Tedavisi

Günümüzde en çok şikâyet edilen cilt sorunlarından biri de lekelerdir. Nedeni ister güneş, ister yaşlılık, hamilelik, hormon tedavisi ya da doğum kontrol hapları olsun, cilt lekeleri oldukça yaygın ve rahatsız edici bir sorundur. Düşünülenin aksine leke problemi sadece beyaz tenlilerde görülmez. Koyu tenliler de risk altındadır. Ozon tabakasının giderek hasar görmesi hepimizin ultraviyole ışınlarına daha çok maruz kalması anlamına geliyor. Bu durum da güneş lekelerini en çok rastlanan estetik problemlerden haline getiriyor. Açıktan koyu kahverengiye kadar değişen tüm cilt tonlarında rastlanan ve ilerleyen yaşla birlikte daha sık karşılaşılan leke problemi, cildin güneşe en çok maruz kalan bölgelerinde meydana gelir. Leke tedavisinin en önemli adımı sorunun kaynağına inmektir. Cildin daha çok melanin cilde kahverengi rengini veren madde üretmesine, yani hiperpigmentasyon problemine neyin neden olduğunu bilmek, tedavinin başarısında son derece önemlidir.

Güneş lekesi (melazma) nedir?
Tıp dilinde melazma olarak adlandırılan güneş lekeleri genelde 20’li yaşlardan başlayarak ortaya çıkar ve kadınlarda daha fazla görülüyor. Lekelenmeler sıklıkla iki taraflı, yani yüzün iki yanında ve simetrik bir şekilde oluşur. Güneşlenme -özellikle de güneş ışınlarının dik geldiği zamanlarda korunmasız güneşlenme- sonrasında alın, yanak, burun ve dudak üstlerinde beliren kahverengi lekelerin başlıca nedenlerinden biri kadınlık hormonu östrojendir. Özellikle hamilelik, hormon tedavisi ya da doğum kontrol haplarının sorunu tetiklemesinin ardında yükselen östrojen hormonu seviyesi yatar. Lekelerin rengi genelde yaz aylarında koyulaşıp, kış aylarında daha açık, silik bir görünüm alsa da, tüm yıl boyunca aynı koyulukta da kalabilir.

Leke tedavisinin başarısını belirleyen faktörlerden biri de lekelerin derin mi yoksa yüzeysel mi olduklarıdır. Cildin üst katmanlarında oluşan, yani yüzeysel lekelerin tedavisi daha kolay, cildin alt katmanlarındaki lekelerin ise nispeten daha zordur. Genelde derin ve yüzeysel lekelenmeler bir arada bulunur. Bu arada esmer ve buğday tenlilerin, beyaz tenlilere kıyasla lekelenmeye eğiliminin daha fazla olduğunu belirtmekte fayda var.

Neden oluyor?
Aslında güneş lekesi oluşan yerde cildin her yerindekiyle aynı sayıda renk hücresi bulunuyor. Tek fark bu bölgelerde renk hücrelerinin daha çok çalışması ve renk üretimi daha fazla olduğu için koyu renkli lekelerin meydana gelmesi. Melazmanın stresle ilişkili olabileceği yolunda bazı bulgular var. Stres esnasında salgılanan hormonların renk hücrelerini tetiklediği düşünülüyor. Ancak yukarıda da belirtildiği üzere leke oluşumunu tetikleyen başlıca faktörlerden biri hormonal etkenler. Hamilelik, doğum kontrol hapı kullanmak, hormon tedavisi görmek lekelenmeye zemin hazırlıyor.

Leke en çok nerede oluşur?
Cildin hassas olduğu, güneş ve kimyasal maddelerle en fazla temas eden bölgeler başta olmak üzere, yaşın ilerlemesi ile birlikte vücudun her bölgesinde görülebilir. Güneş ve kimyasallarla en fazla temas eden bölgeler olması nedeniyle eller, yüz, boyun ve dekolte leke probleminden en çok etkilenen yerlerdir.

Güneş lekesini önlemek için ne yapmak gerekir?
Güneş lekesi şikâyeti olanların düzenli olarak yaz, kış güneş koruyucu kullanmaları gerekir. Koruyucunun en az 30 faktörlü olması ve gün içinde 4 saatte bir tazelemeyi ihmal etmemeleri de çok önemli. Ayrıca güneş kremi sürseler bile çok fazla direkt güneşe maruz kalmamaları, gölgede durmaya özen göstermeleri, şapka, gözlük kullanmaları gerekir. Güneş koruma faktörü olan fondöten veya pudra kullanabilirler. Böylece hem lekeler kamufle edilmiş hem de tedavi desteklenmiş olur.

*Her mevsim koruma faktörlü güneş kremleri kullanılmalı.
*Güneş ya da solaryumla bronzlaşmaya çalışırken ciltte kontrolsüz olarak yanıklar oluşmamasına dikkat edilmeli.
*Güneşe çıkmadan önce ya da güneşlenirken ıslak mendiller, tüy sarartıcı krem, deodorant, parfüm ve bronzlaştırıcı ürün kullanmayın. Bu ürünler ciltte tedavisi güç lekelenmelere neden olurlar.
*Özellikle yüz, koltuk altı, kasık bölgesi gibi cildin ince olduğu bölgelere uygulanan ağda, lazer epilasyon, cilt bakımı, peeling gibi işlemlerin sonrasında cildinizi güneşten korumaya dikkat edin.
*Sivilce ve akne izlerine gelişi güzel uygulanan tedaviler lekelere davetiye çıkarır.
*Hamilelik döneminde güneşten korunmak son derece önemlidir. Hormonal değişimlerin güneşle etkileşimi lekelerin oluşumu için mükemmel bir zemin hazırlar.
* Cildin hassas bölgelerini yüz, dekolte ve eller- düzenli olarak nemlendirmek hem lekelenmeyi önler hem de o bölgelerin yaşlanma belirtilerine karşı daha dirençli olmasını sağlar.

Güneş lekeleri nasıl tedavi edilir?

*Tedavi öncesi lekenin derinliğinin tespit edilmesi çok önemlidir. Lekenin oluşumu ne kadar yeniyse tedaviye o kadar iyi yanıt verir. Leke ne kadar eskiyse tedavi süresi de o ölçüde uzar.
*Lekenin meydana geliş nedeni mutlaka araştırılmalı ve leke problemini tetikleyen faktör ortadan kaldırılmalıdır. Aksi halde ya tedaviden yanıt almak zorlaşır ya da tedaviyle birlikte leke hafiflese de bir süre sonra yeniden belirir.
*Ciltte oluşan, yanık, kızarıklık, kaşıntı ya da pullanma gibi akut problemler varken leke tedavisi yapılmaz. Önce bu sorunlar tedavi edilmeli, cilt iyice yatışınca leke tedavisine başlanmalıdır.
*Leke tedavisi süresince en az SPF 30 faktörlü güneş koruyucu kullanmaya özen gösterilmesi son derece önemlidir.
* Leke tedavisinde lazer sistemleri, kimyasal peeling ve mezoterapi gibi farklı tedaviler tek başlarına veya bir arada kullanılabilir. Tedavi protokolü, leke kremleri ve ağızdan alınan antioksidan takviyelerle desteklenebilir.

Mezoterapi
Mezoterapi, deri altına ince iğnelerle C vitamini, glutation, transexamic asit, somon ekstresi gibi leke açıcı ve antioksidan etkili maddelerden oluşan bir formülün enjekte edilmesidir. Uygulamanın lazer ya da kimyasal peeling gibi tedavilerle desteklenmesi ile daha başarılı sonuçlar alınabilir.

Kimyasal peeling
Kozmetik tedavilerde kullanılan çok farklı kimyasal peeling uygulamaları vardır. Cildin üst katmanını nazikçe soyan kimyasal peeling işlemi, pigment üreten hücrelerin pigment sentezini baskılar, kolajen sentezini artırarak hücre yenilenmesini tetikler. Seans aralığı kullanılan ürüne göre 7 ile 20 gün arasında; seans sayısı ise yine tedaviye ve cildin vereceği reaksiyona göre 2 ile 6 seans arasında değişir. Hasta, işlemden hemen sonra sosyal hayatına geri dönebilir. Düzenli uygulanan seanslar sadece lekelerin değil, ince çizgi ve kırışıklıkların, sivilce izlerinin görünümünün de hafiflemesini sağlar.

LAZERLE LEKE TEDAVİLERİ
Lazerle leke tedavisinde, ya renk pigmentlerine etki eden ya da cildi soyarak yenileyen lazerler kullanılıyor. Birinci grubun etki mekanizması cildin alt katmanlarındaki pigmentlere atış yaparak, bunlara zarar vermek üzere tasarlanmıştır. Çevre dokulara zarar vermedikleri için ciltte herhangi bir hasar yaratmaz, hastayı sosyal yaşamından kopartmadan etki ederler.

Icon Lazer
Icon lazer sisteminin leke tedavisinde ayrıcalıklı bir yere sahip olmasının ardında Skintel Melanin Reader denen bir teknoloji yatıyor. Icon lazere özel olan bu yenilik sayesinde hastanın melanin yoğunluğunu ölçmek mümkün oluyor. Böylece cilde uygulanması gereken enerji seviyesi, hangi noktalara ve derinliğe atış yapılması gerektiği tam olarak belirlenebiliyor. Bunun en önemli avantajı da leke tedavisinin yan etkilerinin tamamen ortadan kalkması. Yani Icon lazer, hem yeni lekelerin oluşmasına neden olmuyor hem de var olanları silmekte son derece etkili. Lekelerin durumuna göre 3-4 hafta aralıklarla uygulanacak 5-6 seans yeterli oluyor.

ClearLift
Cilt altına foto akustik şoklar göndererek, uygulama yapılan bölgede kontrollü bir ısı hasarı yaratan ClearLift, önemli avantajlara sahip olan teknoloji. Öncelikle, dekolte gibi en hassas bölgelere bile uygulanabilecek kadar nazik ama bir o kadar da etkili bir sistem. İşlemin son derece konforlu olması da bir diğer önemli avantaj. Fazla melanin üreterek leke oluşumuna neden olan hücreleri yok ederek, lekelerle savaşan ClearLift tedavisinden sonuç almak için bir ay arayla uygulanan 5-6 seans öneriliyor.

Scarlet
Leke tedavisinde uygulanan sistemlerden biri de Scarlet’tir. Bu tedaviyi diğer lazer teknolojilerinden ayıran başlıca özellik, cilt altına verilen enerjinin mikro-iğnelerle iletilmesidir. Sistem radyo frekans dalgaları ile etki ederek cildin alt katmanlarına ısı enerjisi gönderir. Lekelerin derinliğine göre cilde yerleştirilen mikro-iğneler, tedaviden optimum etki almayı mümkün kılar. Genelde 3 hafta arayla uygulanan 3-4 seanslık bir tedavi protokolü uygulanır.

Baby Face Beauty
Baby Face Beauty, ciltte ısı kanalları açan lazer teknolojisi ile etkinliği kanıtlanmış anti-aging maddeleri bir arada kullanan yenilikçi bir sistemdir. İşlem sırasında önce lazer kullanılarak ciltte mikro-kanallar yaratılır, ardından da cilt yüzeyine ciltteki probleme yönelik serum uygulanır. Böylece leke tedavisinde etkinliği kanıtlanış C vitamini, resveratrol gibi maddeler cildin alt katmanlarına kadar ulaşmış olur. Bu etkinin üstüne, lazerin tetiklediği cildin kendini onarma mekanizmaları da devreye girerek tedaviden optimum sonuçlar alınmasını sağlar. Lekelerin durumuna göre, 1-2 hafta arayla 3-5 seanslık bir tedavi uygulanır.

BBL Lazer
BBL Forever Young, farklı dalga boylarındaki ışık enerjisi hücrenin derinlerine ulaştıran yenilikçi bir leke tedavisidir. Gençlikle ilişkili genleri uyaran bu sistem cilt tonunun eşitleyerek, lekelerin renginin açılmasını sağlar. Seans sayısı hastanını durumuna bağlı olarak değişse de genelde 3-5 seans yeterli olur. BBL Forever Young, işlemden hemen sonra sosyal yaşamınıza geri dönebileceğiniz bir tedavi olsa da sonbahar ve kış aylarında uygulanması gerekir. Tedavinin ardından lekelerin renginde koyulaşma görülmesi normaldir, kısa sürede koyulaşan bölgeler açılarak alttan daha parlak ve daha lekesiz bir cilt ortaya çıkar.

Revlite Lazer
Işık enerjisi ile etki eden Revlite lazer, pigmentasyon lekelerine neden olan kümeleşmiş melanin hücrelerini dağıtarak renklerinin açılmasını sağlıyor. Hem derin hem de yüzeysel tabakalardaki leke tedavisinde de kullanabilen sistem aynı zamanda anti-aging fayda da sağlıyor. Yüzeysel lekelerde sadece iki seansta bile fark yaratıyor, ancak daha derin katmanlardaki lekelerde 3-4 seans daha uygulanması gerekiyor. Sistemin bir avantajı da yüzeysel peeling yapılabilmesine olanak sağlaması. Böylece yeni oluşmuş lekelerde sadece peeling etkisinden faydalanarak daha berrak ve renk tonu eşitlenmiş bir cilt yaratmak mümkün oluyor.

Leke Tedavisinde Fractora
Fractora, ileri teknoloji bir radyo frekans sistemidir. Cildi yüzeysel ve fraksiyonel olarak soyarak ve derin dermiste oluşturduğu ısı enerjisi ile etki eder. Çok geniş tedavi olanakları sunan Fractora, leke tedavisinde de başarılı sonuçlar sağlıyor. Güneş ışınlarına ve yaşlılığa bağlı lekelerin görünümünde belirgin bir hafifleme etkisi yaratan sistem, ciltte hafif bir kabuklanmaya neden olabildiği ve ciltte hassasiyet yaratabildiği için sonbahar-kış aylarında uygulanması gereken bir tedavi. Problemin derecesine göre değişse de tedavi protokolü 3-6 haftalık aralıklarla uygulanan 3-6 seanstan oluşur.

Whatsapp'ta Paylaş